Havza Haber Ajansı Çinli yapay zekâ girişimi DeepSeek’in, bir yıldan kısa bir sürede faaliyete geçtikten sonra Amerikan teknoloji devlerini ciddi bir tehdit altına soktuğunu bildirdi. Bu Çin sisteminin olağanüstü performansı, sektördeki uzmanlarda hem şaşkınlık hem de endişe uyandırdı. Akıllı Teknoloji Alanı aktivistlerine göre, bu yol bizim İran’da da deneyimlenebilir.
Bu yapay zeka aracı hakkında, Amerikalı ünlü sistemlerle farkları ve İran İslam Cumhuriyeti’nde bu alanda daha fazla yatırım yapmanın gerekliliği üzerine, Akıllı Teknolojiler Strateji Kurulu Sekreteri Dr. Muhammed Rıza Gasemi ile bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajı aşağıda bulabilirsiniz:
Son günlerde DeepSeek adında bir yapay zekâ sisteminin haberlerini çok duyuyoruz. Görüşmenin başında bu sistem hakkında bilgi verebilir misiniz? DeepSeek nedir ve neden bu kadar önemli hale geldi?
DeepSeek (Türkçeye “Derin Arama” ya da “Derin Araştırma” olarak çevrilebilir), aslında Çin’de tasarlanmış ve üretilmiş bir araç ve sistemin adıdır. Önceden ChatGPT gibi sistemleri duymuşsunuzdur. Bu bir sohbet odaklı araçtır, büyük dil modeli (LLM) temelinde çalışarak, kullanıcının anlayabileceği dilde ona cevap verir ve içerik üretir. DeepSeek de aynı şekilde çalışmaktadır.
DeepSeek, tıpkı ChatGPT gibi bir sistemse, o zaman neden bu kadar dikkat çekiyor?
DeepSeek, dünya çapında birçok dikkat çekici tepki aldı ve bunun için üç ana sebep belirtilebilir. İlk olarak, Amerikan tekelini kırmış olmasıdır. Bildiğiniz gibi, teknoloji devleri ve büyük yazılım şirketleri çoğunlukla Amerika’da bulunuyor. Bu şirketler, yazılım alanına erken girmeleri sayesinde diğerlerinden on yıllarca önde olup büyük başarılara imza atmışlardır. Microsoft, Google, Apple, Yahoo, Meta gibi şirketleri tanıyorsunuz. Yabancı bir şirketin bu devlerle rekabet edebilmesi, DeepSeek’in medya tarafından bu kadar ilgi görmesinin başlıca nedenlerinden biridir.
İkinci neden ise donanım üzerindeki ambargolardır. Silikon Vadisi, dünyadaki önemli bir bölgedir. İlk bilgisayar çipleri ve mikroçipler burada üretilmiştir. IC’ler veya entegre devreler, milyarlarca transistörden oluşur ve nanometre ölçeğinde üretilirler; bu da bilgisayarların, akıllı telefonlar kadar küçülmesinin ana nedenidir. Bugün elinizdeki telefonun, NASA’nın uzay roketlerini kontrol etmek için kullanılan süper bilgisayarlardan yüzlerce kat daha hızlı olduğunu duymuşsunuzdur. Bugün yapay zeka sistemleri üretmek için özel çipler gerekmektedir ve bunlara genellikle GPU (grafik işlemci birimi) denir. Bu çiplerin en büyük üreticisi Nvidia’dır. Amerikan şirketleri, ürünlerini genellikle az bir şekilde dağıtır ve çok gelişmiş, özel çiplerinin Çin gibi ülkelere girmesine izin vermezler. Dolayısıyla, DeepSeek’in ikinci güçlü yönü, yapay zeka sistemlerinin donanımını üretmek için piyasada bulunan sıradan çipleri kullanmasıdır.
DeepSeek’in önemi ile ilgili üçüncü neden nedir?
Bu durumun ekonomik boyutudur. Muhtemelen, ChatGPT sisteminin üretimi için milyarlarca dolar harcandığını biliyorsunuzdur. Birçok şirket bu projede iş birliği yaptı, internetten ve diğer veri tabanlarından büyük miktarda veri toplandı, tüm bu veriler etiketlendi ve analiz edildi, ardından pahalı işlemciler ve süper bilgisayarlar kullanılarak saatlerce işleme yapıldı ki gerekli algoritmalar ve istatistiksel modeller oluşturulabilsin. Peki, bu kadar yüksek bir maliyet neden? Çünkü yapay zeka sistemlerinin ana geliri, sundukları hizmetlerden elde ediliyor. Diğer tüm şirketler de yapay zekâyı kendi sistemlerinde kullanabilmek için bu tür platformlarla sözleşme imzalıyor, abonelik alıyor ve API’lerini kullanarak hizmet alıyor.
Şu anda ChatGPT’den hizmet almak çok maliyetli. Bunun nedeni, bu platformun yüksek üretim maliyetleri ve tabii ki sahip olduğu tekel durumudur. Yani, arz ve talep meselesidir. Ancak DeepSeek, aynı hizmetleri ya da bazı raporlara göre daha iyi ve daha doğru hizmetleri çok daha uygun bir fiyatla sunmayı başarmıştır. Neden daha ucuz? Çünkü DeepSeek, daha ucuz çipler kullanmış, ucuz iş gücü istihdam etmiş ve devlet fonlarından faydalanmıştır. Bu durum, ChatGPT ve Silicon Valley’deki diğer Amerikan teknoloji devleri için bir ekonomik kriz yaratmaktadır. İşte bu, tam olarak yapay zeka hizmetleri alanındaki Amerikan tekelinin kırılmasıdır.
Çin, yapay zeka pazarına nasıl girdi ve denklemleri nasıl bozdu?
Bu, Batı merkezli düşünce balonunun patlamasıdır; bu balon patladığında “biz de yapabiliriz” anlayışına dönüşür. Eğer sadece Batı teknolojileriyle sınırlı kalırsak, bu şirketlerin hangi yeni teknolojiyi hangi araçla sunduğunu takip edip hemen alıp piyasayı doldurmayı hedeflersek, bu balonun içindeyiz demektir. Bakınız ülke içinde ne kadar çok iPhone konuşuluyor, herkes son modelin ne zaman çıkacağını merakla bekliyor.
Çin, bu balonu patlattı. Devlet, şirketleri mobilize etti ve bu hedef doğrultusunda koordineli bir şekilde çalıştı. Bu olay temelde stratejik bir dönüm noktasıdır ve dünya üzerindeki güç dengesini sarsar. Teknolojinin böyle bir gücü vardır. Batı medyası DeepSeek’i Sputnik ile karşılaştırdığında, aslında anlatmak istedikleri budur. Sputnik olayı, ilk defa insanlığın uzaya bir cisim gönderdiği bir dönüm noktasıydı. Görünüşte sadece küçük bir metal toptu ama eski Sovyetler Birliği tarafından uzaya fırlatılmıştı ve bu ilk uydu, Dünya etrafında dönerken sadece bir bip sesi gönderiyordu, yani “Ben hâlâ buradayım!” Bu görünüşte faydasız teknoloji, o kadar büyük bir sarsıntı yaratmıştı ki, Amerikan emperyalizmi, Sovyetler Birliği’ne karşı medyada savaş başlatabilmek için Yıldız Savaşları doktrinini ortaya atmak zorunda kaldı. Şimdi ise Çin bu alanda devreye girdi ve DeepSeek’i üretti.
Ekonomi haberleri ABD hisse senedi piyasalarının DeepSeek nedeniyle düşüşünü haber vermeye devam ediyor. Borsadaki bu çöküşün ve Amerikan başkanının endişelerinin hikayesi nedir?
Muhtemelen, ekonomistler tarafından sıkça söylenen “sermaye korkaktır” sözünü duymuşsunuzdur. Gerçekten de öyledir. Eğer bir kişinin tüm kimliği, ömrü ve hayatı sermaye ve servet üzerine kuruluysa, örneğin Warren Buffett gibi Wall Street’in büyük yatırımcılar, -bu kişiler her saniye haberleri takip eder, hisse senetlerini alıp satarak daha az zarar etmek ve daha fazla kâr elde etmek için çabalarlar.- bunlar, güç dengesinin değiştiğini hemen fark ettiler. Çin’de bu kadar stratejik ve özel bir teknolojinin ortaya çıkması, onlara göre, Amerika’nın teknoloji devleri için bir kırılma noktası olabilir. Bu nedenle, sermayelerini bu şirketlerden çekmeye karar verdiler, hatta biraz değer kaybetse bile. Bu durum, Amerikan şirketlerinin hisse senetlerinin değer kaybetmesine neden oluyor. Büyük yatırımcılar, hisse senetlerini daha düşük fiyatlarla satmaya başlıyor çünkü arz artıyor, talep ise azalıyor. Bu adımı atıyorlar çünkü hisse değerlerinin daha da düşeceğini öngörüyorlar. Donald Trump gibi -kendisi de büyük bir servete sahip olan biri- kesinlikle sahip olduğu hisselerin değer kaybı konusunda endişeleniyor olmalı.
Teknoloji dünyası gerçekten derin değişimler ve zorluklarla dolu. Eğer konuşmalarımızda eksik kalan bir nokta varsa, son olarak ne söylemek istersiniz?
İki önemli noktayı vurgulamak isterim. Birincisi ulusal güvenlik meselesi. Eğer ChatGPT gibi bir Amerikan platformundan hizmet alıyorsanız, ne kadar ödeme yaparsanız yapın her zaman bir adım geridesiniz demektir. Neden? Çünkü onlar, sizin ne aradığınızı bilirler. Kesinlikle, eğer bilgileriniz önemliyse, hızla CIA gibi Amerikan güvenlik örgütlerinin masasına ulaşacaktır. Bu, bir ülkenin güvenliği için tehlikeli olabilir. Çin, DeepSeek’i üretmekle bu ulusal güvenlik sorununu kendi için çözmüş oldu. Bu nedenle, Çin hükümeti için bu gelişme, askeri harcamalardan bile daha stratejik bir öneme sahip.
İkinci olarak, Çin’in bu hamlesi tüm Batı merkezli teknoloji balonuna sıkışmış ülkelere bir model sunmuş oldu. Bu, çok önemli bir olay ve büyük bir ders. Bizim devlet yetkililerimizin de bunu anlaması gerek. Bugün, bizim askeri harcamalarımızın bir kısmı, diplomatik harcamalarımız ve ülke güvenliğimizi sağlamak için yaptığımız yatırımların bir kısmı, Farsça dilindeki büyük dil modellerinin üretimi ve ulusal yapay zeka sistemlerinin geliştirilmesi için harcanmalı. Özel sektör ve teknoloji şirketlerinin bu alanda çalışmalar yapması çok iyi, devletin de bunları desteklemesi de takdire şayan. Ancak, sürekli olarak tekrarlanan ve paralel çalışmalar ile karşı karşıyayız. Şirketler, verilerini, algoritmalarını ve yazılım kaynak kodlarını dışarıya paylaşmadığı sürece, bu teknolojik ilerleme için bir engel teşkil ediyor. Tabii ki, kendi yatırımlarını korumak ve geri dönüş almak istiyorlar. Ama işte bu noktada devletin görevi, bu tür serbest veri ve yazılım kodları ile ilgili zararları karşılayarak, ülke çapında büyük bir akıllı yazılım üretim devrimi başlatmak.
yorumunuz